30 Aralık 2011 Cuma

Sarhoş Atlar Zamanı, Vurulmuş Çocuklar Zamanı

İranlı Kürt yönetmen Bahman Ghobadi'nin (Behman Kubadi diye okunur) Sarhoş Atlar Zamanı isimli filmini izleyenler bilir: Sınırda kaçakçılık ne sebeple nasıl yapılırmış, ekmeği suyu olmayan "çaresiz" insanların geçinmek için, çocuklarını beslemek için, yani yaşamak için, yanisi "ölmemek" için kaçakçılık yaparlar...
*
Fazla söze gerek yok. Bugün, tarihin hafızasında "ahlaksız bir katliam" olarak yer edinecektir.
Saldırı değil, direkt katliam. Savaş değil, katliam.
*
Çoğu daha çocuk denecek yaşta 30'dan fazla insan evladı sınırda kaçakçılık yaparken, yani at sırtından hayatlarının ekmeğini kazanmaya çalışırken TSK tarafından bombalanarak öldürüldüler. Resimleri görmüş olmalısınız internet sitelerinden.
*
Katır sırtına "odun gibi" yüklenmiş, simsiyah cesetler.. Oğlunu kaybetmiş anaların feryatları...
*
İnsafsızlıkla yazılmış o kadar cümle oudum ki bugün. Ölümleri ayırt edip, ahlaksızca "ohh olsun" diyen.. Vicdansızca "ne arıyorlardı ki orda" diyen...
*
Ticaret haram değil. Devletin "yasak" demesiyle de haram olmaz, günah olmaz. Varsa günah, İngiliz'in çizdiği namussuz "sınır"ın günahıdır!!
*
Çok şey yazmak istiyorum, yazamıyorum.. Yazamadığım "her şeyi" anlayın diyorum, anlayın...

28 Aralık 2011 Çarşamba

yarın günlerden Rachel Corrie

yarın Fatih Ali Emiri'de, saat 20:00'da Benim Adım Rachel Corrie tiyatrosu var.
hep beraber ali emiri'deyiz!

27 Aralık 2011 Salı

ötesi olmayan gün

27 aralık
ötesi olmayan gün.
yüzüklerini henüz takmış, birbirine daha doyamamış iki yeni nişanlı gibi oturmuşlar. birinin elinde kalınca bir kitap, titrek bir sesle okuyor. diğeri de ilgiyle sadece gözü ile değil yüreği ile takip ediyor okunanı. satırlar azaldıkça titreyen ses daha bir soluklaşıyor. gözler dolmaya başlıyor. hz ömer'in eli kılıcında bağrışmalarına gelince sıra, boşalıyor gözlerden yaşlar. o an etrafta bulunan melekler kaçışmasınlar, kimsenin haleti ruhiyesi değişmesin deyu sarılmıyorlar birbirlerine ancak yürekler sarmaş dolaş. dünyada sadece o ikisi kalmış gibi birlikte ağlaşan yürekler sarmaş dolaş... peygamberimiz (sav) gözlerini yumdu... yürekler de gözlerini yumdu...
allah'ın bir lütfudur; biricik peygamberlerinin vefatını yanıbaşında oturarak kendisiyle birlikte okuyan bir eşe sahip olmak.
en mübarek eş.
en güzel eş.
en sevimli eş.
o yaşarmış dolgun gözler, en güzel gözler
dudaklardan yarım yarım dökülen sözcükler, en güzel sözler.
ufacık pembecik yüreği, en sevgili yürek.
işte böyle güzel bir gün
27 aralık.
ötesini
söylemeyeceğim.

sevgili
mübarek yârim.

10 Aralık 2011 Cumartesi

Ilim yayma cemiyeti 60. Yıl etkinliği

Sivil toplum örgütlerinin etkin olmadığı toplumlarda refah hep belirli zumrelere özgü kalmaya mahkumdur. Bu yüzden gelecegine yatırım yapmak isteyen devletler STK ları desteklemek zorundadır.
Ilim yayma cemiyeti de cok zorlu dönemlerde cok onemli hizmetler yaparak bugünün kiymetli insanlarının yetişmesine büyük katkılarda bulunmuş. 100'den fazla imam hatip lisesinin kurulmasını saglamislar ve yüzlerce yutr. Allah emegi geçenlerden razi olsun...
Programa ekabirden bayağı katılım vardi. Fakat konuşmacılar selamlarimda Mubarek Emin Saraç hocaefendiden bahsetmediler, üzüldüm.
Hacı muharremde kaldığım süre boyunca bir cok değerli insanla tanıştım, elhamdulillah. Bu yüzden IYM yi hep hayirla anacağım ins.
Program devam exior, dinlemeye devam edelim....

8 Aralık 2011 Perşembe

üst pencereden bakabilmek

Nureddin Hoca yine çok önemli bir mevzuya değinmiş:
Müslümanların küçük parçalar halinde olması. Daha da vahimi bu parçalanmışlıktan rahatsız olmayan nesillerin yetişmeye başlaması. Tam da bu yüzden artık allah'a, kuran'a,
peygamberlerine inanan müminler o tarikat, bu cemaat, ehli sünnet, şii vs ayrımlarını bi kenara bakıp bir üst pencereden bakmayı öğrenmeliyiz. Aşağı doğru inmenin sonu yoktur zira, ayrım aradıkça bulunur, amca oğulları bile babalarının farklılığını bir ayrımcılık, gruplaşma sebebi görebilir yoksa. Buyrun okuyalım beraber:

4 Aralık 2011 Pazar

Nuh'un Gemisinden Bize Ne Kaldı?






Arkadaşlar, yarın 10 Muharrem.




Hz. Nuh'un 6 aydan sonra gemisinin karaya oturdugu günde ve Firavunun da Hz. Musa'nın mucizesiyle denizde boğulduğu gün de takvimler 10 Muharrem'i gösteriyordu. Biz müslümanlar da peygamber efendimizin tavsiyesi üzerine bu günü, zalim, despot, halkını ezmiş bir insanın bu dünyadan kahrolup gidişinin kutlaması olarak oruç tutarak, açlıkla Allah'a şükrederek geçiriyoruz, geçirmeliyiz. "950 sene Allah'a iman edin diye dağ-bayır dolaşan, oğlu bile kendisine inanmadığı için kahır çeken, Allah davasını 10 asra yakın bir zamandır yeryüzünde temsil eden bir ulu'l-azm peygamberden, Nuh A.s. dan bize kala kala bir aşure tatlısı mı kalmalıydı?"




10 Muharrem bademli, fıstıklı, kayısılı, üzümlü aşure günü değil; yeryüzüne uğramış en büyük azaplardan olan yeryüzünün 6 ay sular altında kalışını hatırlayıp şükretme günü, o firavunu devirip alemlere ibretlik kılan Allah'a bu günümüz firavunlarını devirmesi için dua etme günü. Oruçlu geçirelim mutlaka!

Self Satisfaction: Aldım, Giydim, Gösterdim, Oh!

Merhaba kızlarrr! Bugün kankilerle cadde de buluştuk. Bişeyler atıştırmadan önce -ki herkes zaten diyetteydi- tabiki alışveriş yaptııııııkkkk!:) Önceki postumda da bahsettiğim Marc Jacobs çantamla Jimmy Choo ayakkabılarımı kombinledim, bıdıbıdı, maxi etek, bıdıbıdı, leopar desen, bıdı bıdı ---hayır bu o bildiğiniz katlanarak artan "bugün ne giydim" bloglarından diil. Bu yüzden bütün o bloglarda gördüğünüz "aman nekadar zamandır girmiyorum, 3 ay olmuş, 1 yıl olmuş, ben geldiiim! vs. ile başlayan cümlelerle postlar arasındaki zaman dilimi için bahane üretmeyeceğim. Bazen buradayız bazen diiliz, nesil yetiştiriyoruz kolay değil;)
Yine deee -:)- en son Tahrir'den bahsetmişiz, ozamandan bu zamana üç beş diktatör daha gitmiş:) Suriye için de dua edelim inşallah.

18 Şubat 2011 Cuma

Ve Tahrir'de Tarih Yazılır

"Biliyorum; ne Asr-ı Saadet'e özenen bir devrim ne de varoşların açlığını bastıran bir komün hareketi o meydanda olan ve devam eden. Biliyorum; o meydanı boşaltıp evlerine döndüklerinde dünya güllük gülistanlık olmayacak. Ama dünya artık eski dünya olmayacak! Mesela, Paris o kadar rahat durmayacak durduğu yerde. New York o denli kibirli bakmayacak diğer şehirlere. Pekin'in gözüne uyku giremeyecek. Google da Tunus, Mısır, Yemen isimlerini perdeleyecek. Sadece Arap şeyhleri ve devlet başkanları değil, seçilmiş başkanlar ve devlet yöneticileri dahi her adım attıklarında aç bir insanın üzerine basıp basmadıklarını hesap edecekler. Karnı, kalbi, beyni, bedeni aç insanlardan korkmayı bir daha hatırlayacak iktidar sahipleri." Çünkü Tahrir demek zulme hayır demek, sabır ve sebat demek, yenilgi yenilgi büyüyen zafer demek.













Sıradaki!

22 Ocak 2011 Cumartesi

Olmak ya da olmamak


Elizabeth döneminden şöyle çalımlı, bön bir eleştirmen:

"Bay Shakespeare, öldürülen babasının öcünü alıp almama kararsızlığı içinde kıvranan tedirgin bir genç adam üzerine ilginç bir oyun yazmış. Oyunu 4 saati epeyce aşacak şekilde uzatmak, genç adamın üşengeç davranışının bezginliğini kusursuzca yansıtıyor olabilir; ama doğrusu, seyircinin sabrını zorluyor. Daha yarıya bile varmadan, 'Tanrı aşkına, öldür şu alçağı!' diye bağırmak geldi içimden. Acaba Bay Shakespeare, derme çatma dizelerine bizim beğeneceğimizden daha büyük bir sevdayla bağlanmış olabilir mi? Üç yıldız veriyorum."
:))

12 Ocak 2011 Çarşamba

Yerdesinn?

Sevgili bebebğim,

Dün geç kaldığım Phil 301 finaline koşarak gidip seni oldukça rahatsız ettiğim için, cici fotoğraflarının yarısı Edebiyat Kuramları ve Eleştiri kitabının arasında yarısı başka yerlerde olduğu için çok özür dilerim. Anneni birkaç ay daha bağışla olur mu? Babanın sana okuduklarını duyuyorsun ama değil mi, umarım o ortalamayı düzeltiyordur:) Ve umarım onun kadar yakışıklı olursun;)

Sevgiler birtanem..

.